Tarihin tozlu sayfalarından beslenerek epik bir film hâline gelen Gladyatör filmi, vizyona girdiği 2000 yılından beri hatırlanmaya devam ediyor. Aradan onca yıl geçmesine rağmen oyuncuları ve unutulmaz sahneleri ile geniş hayran kitlesine sahip Gladyatör hakkında gerçekler ve sıra dışı durumlar var.
Gladyatör oyuncuları arasında öne çıkan Russel Crowe ve yönetmen Ridley Scott’ın performansı ile de film, döneminde büyük yankı uyandırdı. İmparator Marcus Aurelius’un hükümdarlığında geçen film, izleyicilere büyüleyici bir deneyim yaşatmak için drama ve aksiyonu ustalıkla harmanladı.
Herkes sahneleri gözünün önüne getirdiyse Gladyatör filmi hakkında daha önce hiç duymadığınız 10 gerçeği okuduktan sonra filmi yeniden izlemek isteyebilirsiniz.
Kısaca Gladyatör filmi konusunu hatırlayalım:
- Yıl: 2000
- Tür: Aksiyon, Macera, Dram
- Yönetmen: Ridley Scott
- Oyuncular: Russell Crowe, Joaquin Phoenix, Connie Nielsen
- IMDb: 8.5
Gladyatör filmi, cesur General Maximus’un hikâyesini anlatıyor. Roma İmparatoru Marcus Aurelius’un ölümünden sonra imparatorun oğlu tarafından ihanete uğrayıp ailesi öldürülen Maximus, bir köle ve gladyatör olarak hayatta kalıyor. Arenada savaşarak Roma’ya dönen Maximus, intikam arayışında İmparator Commodus ile karşı karşıya geliyor ve adaleti sağlamak için mücadele ediyor.
Gladyatör filmi gerçekleri:
- Ridley Scott, 19. yüzyıldan kalma bir tablo ile yönetmen koltuğuna oturdu.
- Senaryoda birçok kez değişiklik yapıldı.
- Bazı karakterler ve olaylar tamamen kurguydu.
- Başrol adaylarında Russell Crowe dışında başka isimler de yer alıyordu.
- Gerçeği yansıtması için binlerce kostüm üretildi.
- Gerçeklikte sınır tanınmadı ve yeni bir Kolezyum inşa edildi.
- Oliver Reed yapım sırasında öldü.
- Açılış sahnesi için gerçek orman yakıldı.
- Gerçek olan bir diğer şey ise filmdeki kaplanlardı.
- Kullanılan silahlar gerçeği pek yansıtmıyordu.
Ridley Scott, 19. yüzyıldan kalma bir tablo ile yönetmen koltuğuna oturdu.
Yapımcılar, Gladyatör filmini yönetmek için Ridley Scott’a teklif götürdü ve onu ikna etmek için Jean-Léon Gérôme’un Pollice Verso’sunun bir kopyasını gösterdiler. Scott, resimden etkilenerek o döneme bağlandı ve teklifi kabul etti.
Senaryoda birçok kez değişiklik yapıldı.
Gladyatör’ün yaratılma süreci, bir Hollywood destanı kadar dramatik ve ilgi çekici oldu. Film, aslında çok farklı bir senaryo ile başladı. Ancak orijinal senaryo, yönetmen Ridley Scott ve başrol oyuncusu Russell Crowe tarafından birçok kez yeniden yazıldı. Crowe, karakterini daha da derinleştirmek için senaryoya bizzat müdahale ettiğini söylüyor. Bu süreç, filmi daha karmaşık ve duygusal bir hâle getirdi.
Bazı karakterler ve olaylar tamamen kurguydu.
Gerçek İmparator Commodus’un büstü
Gladyatör, tarihi bir film olmasına rağmen Ridley Scott’ın bu destansı hikâyeyi anlatırken bazı sanatsal özgürlükler aldığını unutmamak gerek. Film, Roma İmparatorluğu’nun dramatik ve şiddet dolu günlerini canlandırıyor ancak bazı karakterler ve olaylar tamamen kurgusal.
Maximus Decimus Meridius isimli karakter gerçekte hiç var olmamış bir kahraman. Bununla birlikte, karakterin yaratılmasında gerçek Roma tarihi ve kültüründen esinlenildi.
Diğer yandan, İmparator Commodus gerçekten de tarihi bir figür. Ancak filmindekinden daha sadist bir adam olduğu kesin. Rakibini önce sırtından bıçaklamak, engelleri insanları arenada dövüştürmek gibi pek çok acımasızlığı vardı. Öyle ki bazı tarihçiler, kendisinin Roma İmparatorluğu’nun çöküşünde rolü olduğunu düşünüyor.
Başrol adaylarında Russell Crowe dışında başka isimler de yer alıyordu.
Gladyatör filmi oyuncuları seçim aşaması ise başka bir ilginç konu. Russell Crowe, o dönem henüz büyük bir yıldız değildi. Ancak Scott, Crowe’un Romper Stomper filmindeki performansını gördükten sonra onu Maximus rolü için mükemmel buldu.
Mel Gibson’a başrol teklif edildiği yaygın olarak bilinse de Gibson hem bu rol için çok yaşlı olduğunu söyledi hem de Scott, bu teklifin yapılmadığını belirtiyor. Maximus rolü için Hugh Jackman ve Antonio Banderas düşünülmüştü.
Gerçeği yansıtması için binlerce kostüm üretildi.
Scott, filmin yere basan bir hikâye olmasını istiyordu. Bu yüzden de set tasarımı ve kostümler konusunda yapımcılar, dönemin Roma’sını mümkün olduğunca gerçekçi yansıtmak istedi. Bunun için oyuncular ve figüranlar adına 100 binden fazla kostüm, 30 bin zırh hazırlandı.
Gerçeklikte sınır tanınmadı ve yeni bir Kolezyum inşa edildi.
Hikâyeden uzaklaşmamak adına Kolezyum’un kopyası inşa edildi yani bir kısmı. 15 metre boyundaki inşa, 1 milyon dolara mal oldu ve 7 ayda bitti. Kolezyum’un tamamlanmayan kısımları ise CGI teknikleri ile tamamlandı. Bu, o zamanlar için oldukça yenilikçi bir yaklaşımdı ve filmdeki arenaların gerçekçi görünmesini sağladı.
Oliver Reed yapım sırasında öldü.
Oliver Reed, alkol bağımlılığı yüzünden 61 yaşında öldü ve film daha tamamlanmamıştı. Scott ise onu tamamıyla filmden çıkarmak yerine ölüm sahnesini yeniden yazdı ve CGI teknikleri ile filmde tekrardan var oldu.
Açılış sahnesi için gerçek orman yakıldı.
Roma İmparatorluğu’nun Alman kabilesiyle karşı karşıya kaldığı sahnede orman gerçekten yakıldı. Herkes bu sahneyi CGI sansa da işin aslı öyle değildi. İngiltere Bourne Woods’ta çekilen sahne için Kraliyet Ormancılık Komisyonundan izin alındı. Bu rahatlığın sebebi ise komisyon tarafından bölgenin ormansızlaştırılmasının planlanmasıydı ve böylelikle bu işi Gladyatör filmi üstlenmiş oldu.
Gerçek olan bir diğer şey ise filmdeki kaplanlardı.
Özellikle vahşi hayvanların olduğu çekimlerde CGI tercih edilse de Gladyatör’de gerçek kaplanlar kullanıldı. Elinde tüfek ve sakinleştirici oklarla bekleyen kaplan sorumluları vardı ve hayvanların 5 metreden fazla yaklaşması yasaktı. Ancak bir sahnede işler ters gitti ve kaplan, Russell’e fazla yaklaşmış oldu.
Kullanılan silahlar gerçeği pek yansıtmıyordu.
Tarihi filmler, genellikle gerçeklerle sanatsal yorumları birleştirme eğiliminde olup detaylarda kurgusal unsurlar ekleyebiliyor. Tarih meraklıları aslında bu tür kurgusal unsurları genellikle kolayca ayırt edebiliyor.
Germania’daki savaş sahnesi, büyük dart fırlatıcıları ve mancınıklarla süslenmiş ve böylece izleyicilere büyük bir heyecan sunmuştu. Ancak bu kuşatma silahları tarihsel olarak o dönemdeki ormanlık alanlarda hareketli platformlar olarak değil, daha çok sabit savunma araçları olarak kullanılmıştı.
Bir filmin olmanın ötesinde aynı zamanda kültürel bir simge de olan Gladyatör, yıllar geçse de etkisinden bir şey kaybetmiyor. Aksine her yeni izleyici ile hayran kitlesini genişletiyor. Tarihi dramalarla ilgilenenler için de kaynak olan Gladyatör filmi hakkındaki bu gerçeklerden hangisini biliyordunuz?
Gladyatör hayranlarını yorumlara bekliyoruz.