Bazı yabancı film isimlerinin Türkçeye çevrilirken bambaşka bir hâl aldığını görüyoruz. Yıllardır yeri geldiğinde dalga geçilen yeri geldiğinde kötülenen bu çevirilerin sebebi bilgi yetersizliği veya hata değil.
Ülkemizde vizyona girecek olan yabancı film isimleri, Türkçeye çevrilirken yaşadığı değişimin en büyük sebebi gişe kaygısı.
Neredeyse tüm film yapımcılarının temel amacı, gişe başarısı elde etmektir. Hiçbir yapımcı, ciddi bir sermaye harcadığı filmden zarar etmek istemez. Tabii ki işin maddi boyutundansa sanat boyutunu önemseyen yapımcı ve yönetmenler yok değil. Fakat düzen, genel olarak bu şekilde. Bazı örnek çeviriler üzerinden konuyu daha iyi anlayalım.
Eternal Sunshine of the Spotless Mind (Sil Baştan)
Film ismi Türkçeye çevrilirken filmin konusuyla bağlantılı olmasına oldukça önem verilir. Filmin posterinden ve isminden oldukça etkilenen ciddi bir izleyici kitlesi var. İzleyeceği filmi seçerken bu iki etmen kararlarını şekillendiriyor.
Belki de en çok dalga konusu olmuş çevirilerin başındaysa bu film geliyor. Türkçe çevirisine baktığımız zaman filmi izleyenler anlayacaktır ki filmin konusuyla çok ilgili bir isim seçilmiş. Film, ayrıldığı sevgilisinden kalan hatıralarını sildiren bir adamın hikâyesini anlatıyor.
İsmini Alexandre Pope’nin bir şiirinden alan ve birebir çeviri yaptığımız zaman “Lekesiz/Arınmış Zihnin Sonsuz Gün Işığı” olması gerekirdi. Filmin konusuyla kısmen bağlantılı gibi görünse de bu isim riskli bir tercih olurdu.
Sweet November (Kasımda Aşk Başkadır)
Film isimleri çevrilirken ülke kültürü ve insanların alışkanlıkları da dikkate alınıyor. Biliyoruz ki ülkemizde aşk ve korku filmleri oldukça seviliyor.
İzleyicinin ilk anda, gördüğü filmin neyle ilgili olabileceğini anlaması büyük avantaj. Aşk filmlerinin isimlerine “aşk” korku filmlerinin isimlerine de “korku” kelimesinin -mümkün oldukça- eklenmesinin nedeni budur.
The Accidental Spy (Altın Yumruk İstanbul’da)
Gişe başarısı elde edebilmek ve dikkat çekebilmek için film isminin çok net olması önemlidir.
Jackie Chan’in başrolünde olduğu The Accidental Spy filminin Türkçe çevirisine baktığımızda bu durumun dikkate alındığını fark ediyoruz. Büyük bir kısmı İstanbul’da geçen filmin adına “İstanbul” ibaresi eklenerek izleyicilerin odağını buna yönlendirmek çok mantıklı bir strateji. Yabancı bir yapımda “Türkiye” adı geçince ne kadar övündüğümüzü anlatmama gerek yok sanırım.
Shawshank Redemption (Esaretin Bedeli)
Bazı film isimlerini Türkçeye çevirmek zor veya çevrildiğinde anlamını yitirdiği durumlar oluyor.
“Redemption” kelimesinin anlamına baktığımızda “kefaret” ve “bir kötülükten kurtulma” anlamlarına geldiğini görüyoruz. “Shawshank” ise yazar Stephen King’in yarattığı kurgusal bir isim. Hapishaneye de adını veren “Shawshank” kelimesiyle “Redemption”ı birleştirip çevirmeye çalıştığımızda işin içinden çıkamadığımızı fark ediyoruz. Fakat Esaretin Bedeli çevirisi, hem filmin konusunu iyi anlatan hem de dikkat çeken ve akılda kalıcı bir nitelikte.
Birebir çeviriye sahip film isimleri yok değil.
Film ismi, çeviriye oldukça müsait ve gerekli dikkat çekiciliğe sahipse birebir çevrildiğini görüyoruz. Bunun yanında eğer o filmin uyarlandığı bir roman varsa ve film romana sadıksa, romanın ismiyle de film isimleri vizyona girebiliyor. Örnek vermek gerekirse:
Minority Report (Azınlık Raporu)
The Lord of the Rings (Yüzüklerin Efendisi)
Sixth Sense (Altıncı His)
Özetlemek gerekirse; film isimlerinin Türkçe karşılıkları, ekonomik kaygılar güdülerek belirleniyor.
Çünkü filmin olabildiğince hızlı ve net bir şekilde dikkat çekmesi gerekiyor. Bu sayede standart sinema izleyicisinin filmi izleme ihtimali artacaktır.
Tüm bunlara rağmen bazı film isimleri yüzümüzde bir gülümseme oluşturmuyor değil. Konuyla ilgili diğer örnekleri sizlerle başbaşa bırakıyorum.