Orta Dünya’nın en kudretli objesi olan Tek Yüzük ve 1785’te tesadüfen bulunan Romalı Silvianus’un kayıp yüzüğü arasında derin bir bağ bulunuyor.
3 yüzük elflere, 7 yüzük cücelere, 9 yüzük insanlara… Tolkien’in yarattığı Orta Dünya evreni engin bir deniz. Onun külliyatının sesleri günümüzde bile yankılanıyor ve hayranları olarak eserlerinde özenle işlenmiş ince detaylar üzerine konuşuyoruz.
Böylesine keskin bir dehanın kaleminden hayat bulan evrendeki ırkların dilleri, kültürleri, şarkıları, savaşları ve önemli objeleri; kısacası yarattığı her şeyin ilham kaynağını, çıkış noktasını bilmek istiyoruz. Tolkien’in yarattığı, merak ettiğimiz en önemli şey ise Tek Yüzük. Kimi kaynaklar Tolkien’in Nibelungen destanındaki yüzükten esinlendiğini söylese de ilham aldığını gösteren en somut kanıt, Silchester’da bulunan ve Roma dönemine ait Silvianus’un yüzüğüdür. Gelin, bu yüzüğün hikayesine yakından bakalım.
Yüzük, 1785 yılında Silchester’da bulunmak istedi. Satıldı, el değiştirdi ve yüzüğün kaderi değişti.
Bir gün, İngiltere kırsallarından Roma dönemine ait yapılarla ünlü Silchester bölgesinde, her zaman olduğu gibi topraklarını süren bir çift, üzerinde antik harfler ve simgeler yer alan altın bir yüzük buldu. Yüzüğün üzerinde “SENECIAN VIVAS IIN DE” yazılıydı. Henüz değeri tam anlaşılamayan bu objenin tarihi bir nitelik taşıdığı aşikardı.
Yüzüğü bulan çift çok geçmeden Silchester kasabasının ileri gelenlerinden ve değerli antika eşyalara meraklı olan Chute ailesine yüzüğü sattı. Bölgede Romalıların ayak bastığı her yerde olduğu gibi döneme ait pek çok kalıntı bulunuyordu. Tarihi kaynaklara kaydedilen bu kalıntılardan bazıları Romalılara ait olduğu bilinen çok sayıda altın ve gümüş yüzüktü. Chute ailesi, bu tarihi nesneye gereken önemi zaman içinde verdi ve yüzük ailenin evindeki en nadide parçalar arasında yerini aldı.
Arkeologlar 1929’da kurşun bir tablet buldu.
İngiltere’deki Roma dönemine ait yapılar ve eserlerle ünlü Silchester’a yaklaşık 130 km uzaklıkta bulunan Lydney Park bölgesinde ünlü Nodens tapınakları bulunuyor. Arkeolog Mortimer Wheeler 1929 yılında bu bölgedeki kazılarda, kurşun bir tablet buldu.
Wheeler, tableti detaylı inceleyebilmek için Oxford Üniversitesinde dil bilimci ve profesör olan Tolkien’e haber vererek onu Nodens tapınağının olduğu bölgeye davet etti. Yüzük adeta Tolkien’i çağırıyordu.
“Silvianus yüzüğünü kaybetti.”
Tablette Silvianus ve Senicianus isimleri geçiyordu. Kurşun bir tabakaya işlenmiş bir yazı vardı. Tablet, yüzüğünü kaybeden ve Senicianus diye birinin onu çaldığını düşünen Silvianus adında Romalı bir askerin lanetleri eşliğinde tanrı Nodens’e yakarışını anlatıyordu. “Tanrı Nodens için. Silvianus yüzüğünü kaybetti ve değerinin yarısını Nodens’e bağışladı. Senicianus adını taşıyanlar, yüzüğü Nodens tapınağına geri getirene kadar sağlığa ermesin.”
Bu lanetin yazılı olduğu tablet size de Dumanlı Dağlar’da yüzüğü kaybettiğini fark edince Gollum’un etrafı inlettiği feryatlarını hatırlattı mı? Arkeolog Wheeler, yaklaşık bir buçuk asır önce Silchester’da bulunan altın yüzüğü anımsadı. Silchester yerleşkesindeki Chute ailesinin koleksiyonunda yer alan Roma döneminden kalma altın yüzüğü biliyordu. Wheeler için yavaş yavaş taşlar yerine oturuyordu.
Silvianus’un yüzüğü üzerinde “SENICIANE VIVAS IIN DE” yazısı bulunuyor.
Silvianus yüzüğünü kaybettikten sonra, yüzüğü alan kişi üzerine kendi adını ekler. Yüzüğün üzerinde “Vivas in deo”, “Tanrıyla iyi yaşar” anlamında kullanılan Latince yaygın bir kalıp bulunuyor ve Roma mitolojisindeki Venüs’ün çizimi de yer alıyor. Yüzüğün çapı 2,5 cm ağırlığı ise 12 gramdır. Yüzük, en son 2013 yılında kaderinin değiştiği Chute ailesinin evinde sergilendi. The Vyne olarak bilinen bu tarihi ev, aslında VIII. Henry tarafından bir lordu için yaptırılan bir Tudor yapısı.
Nodens, Kelt mitolojisinde denizler ve ormanlar tanrısıdır.
Nodens, Kelt mitolojisinde önemli bir yere sahip olan denizler, avcılık, ormanlar ve şifacılık tanrısıdır. Kaynaklara göre, Roma kültüründe tanrı Neptün, Mars, Merkür ve Sylvanus ile ilişkilidir. Romalı Silvianus isim benzerliğine sahip olduğu tanrı Nodens’in tapınaklarını ziyaret edip onu onurlandırmak isterken kıymetli yüzüğünü kaybetmesi tuhaf tesadüfler silsilesinin başlangıcı sayılan öyküdür.
Tolkien defalarca Nodens tapınaklarını ziyaret etti ve bir efsanenin temelleri böyle atıldı.
Tolkien, kurşuna işlenmiş lanetin yer aldığı tablet keşfedilmeden önce de Nodens ve etimolojisi üzerine çalışıyordu. Bölgeyi pek çok kez ziyaret edip tablet üzerinde titizlikle incelemeler yaparak kazıların ve keşiflerin ardından ilgili raporlar hazırladı. Tolkien’in ilham aldığı tek şey Silvianus’un yüzüğü değildi. Tolkien, Nodens tapınakları civarındaki tipik İngiltere taşrasının ikonik yeşiline sahip bu topraklardan ve Lydney bölgesinde Dwarfs Hill (Cüce Tepesi) olarak bilinen oyuğu andıran tepeciklerden de esinlendi. Bir yıl içerisinde de Hobbit adlı eserini yazmaya başladı. Böylece Tolkien, kendinden sonraki geç dönemlerde yaratılan kurgu dünya ve fantastik edebiyat eserlerine bile etki edecek bir efsanenin temellerini atmış oldu.
Bir külliyat niteliği taşıyan nadir yapıtlar arasında yer alan Orta Dünya evreninde hala tam bilmediğimiz pek çok detay bulunuyor. Tolkien yaşamı boyunca tecrübe ettiği her duyguyu ve olayı müthiş incelikle eserlerine aktarmış usta bir yazar. Kim bilir belki de bir kahve içimlik zaman dilimi kadar geçmişe gidip dönme imkanımız olsaydı merak ettiğimiz her şeyi ona sorardık.